Arzunun Efendisi - Kinley MacGregor | Kitap Yorumu





Kitap Adı: Arzunun Efendisi
Özgün Adı: Master of Desire
Seri Sıralaması: Brotherhood of the Sword/MacAllister #1
Yazar: Kinley MacGregor 
Çeviri: Kübra Tekneci
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Baskı Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 368
Kitaba Puanım: 5/5


Kinley MacGregor tarihi aşk romanları için yazarın kullandığı bir mahlas. Onu daha çok Sherrilyn Kenyon adıyla biliyoruzdur. Arzunun Kitabını okuduktan sonra (ilk seferinde) yazarın kim olduğunu merak etmemle öğrenmiş olduğum bir detaydı bu. Ve sizler de bilmiyorsanız, şu an öğrenmiş oldunuz.

Arzunun Efendisi’ni defalarca kez okumama rağmen hala ilk okuduğumdaki zevki, o tadı alabiliyor ve kalbimi deli gibi çarptırabiliyorsa, demektir ki bu kitap esaslı bir kitaptır. Akıcı, soluksuz okutan bir anlatımı var yazarın. Kendine, kurgusuna karakterlerine çelik halatlarla bağlıyor. Gerçek anlamda büyüleyen olağanüstü bir kaleme sahip... Arzunun Efendisi yan seriyle birlikte yedi kitaptan oluşan bir seriye mensup. Epsilon’un bir özelliği de güzel olan kitapları zamana yayarak okuru yalvartmak ve kitabın devamını ya çıkarmak ya da çıkarmamak. Üç buçuk sene sonrasında serinin devam kitabı çıkmış olduysa, gerisini hayal edemiyorum. Buradan sevgilerimi gönderiyorum.

Kitap, Kral Henry’nin huzurunda durup birbirine laf atan Hung ve Draven’in tartışmalarıyla başlıyor. Nedeni şaibeli bir başlangıç ile başlayan bir düşmanlık ortada ve birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlar. Topraklarına giren ve yağmalayan kişinin karşılıklı olduğuna da emindirler. Ortaya çıkan bu vahşetin de, halkının zarar görmesinin de hesabını yine karşılıklı soruyorlar. Kral ise bu durumdan hiçbir şekilde memnun değil. Her iki adam da onun için eş değer bir öneme sahip; Draven en güvendiği adam, Hung ise babasına söz vermiş olduğundan dolayı önemli biri. Orta yol bulup kalıcı barışı sağlamak için Henry bir fikri düşünür. Her ikisinin de en değer verdiği şeyin ne olduğunu sorar. Hung, kızlarım derken Draven şerefi olduğunu söyler. Bir karara varan Henry ise Hung’un kızlarından birinin (bu Emily olur) bir yıllık gözetim ve himayesini Konta verir, Draven’in de onu korumaya şerefi üzerine söz vermesini ister. Hung başta karşı çıkıyor olsa da boyun eğer. Kızları onun için önemlidir. Karısını ve iki büyük kızını doğum esnasında kaybettiği için içgüdüsel olarak bir koruma ve özen gösterir. Kızlarından en çok sevdiği de Emily’dir. Bu düşman ikilinin arasında böylece bir anlaşma sağlanmış olur.

Buraya kadar olan kısımda her şey normaldir, tek pürüz Leydi Emily! Babasının baskıcı sevgisinden bunalan leydimiz, evlenmek ve dahası çocuk sahibi olmanın özlemini çekmektedir. Gözüne evlenmek için Draven’i kestirmiş olması ise kont için talihsizlik mı yoksa mucize mi olduğu kitabın o kısımlarında belirsizdir. Ama bana göre iyi ki aklına sokup kendine aşık etmiş. İkili arasındaki köşe kapmaca oyunu, bu tam yeterli bir tamlama olmadı, kedi fare kovalamacası diyeyim, başlar. Draven ondan kaçtıkça Emily inatla onu kovalamaya devam eder. Bu mücadelesinde kah tek başınadır kah yardım alır. Birbirleriyle olan diyalogları, atışmaları, ikisinin panayır maceralarını çok sevdim ama en çok güldüğüm, nedimesi ile Emily’nin derede yıkanırken Draven’i izledikleri sonrasında domuz tarafından kovalandıkları sahnedir.



Emily'nin eksikliğini hissettiği gibi Draven’in korkuları da vardır. Rawenwood Kont’larını yakıcı öfkelerinin kurbanı olanları bildiği için, ona zarar vermekten çekindiği için kadından uzak durur. Babasının vahşeti çocukluk travması olarak zihnine kazınır. Annesinin gözünün önünde öldürülmesiyle kalbi artık atmıyor, yüzü de gülmüyordur. Babasının zayıflık olarak gördüğü gülümseme sebep olmuştur annesinin ölümüne... Emily onun kalbinin etrafına ördüğü duvarlarını tek tek yıkar, sevgisi şefkati en çok aşkıyla yaralarını sarar.

Kitabın sonunda öyle bir şey oluyor ki, okurken gözleriniz buğulanıyor. Hangi adam bir kadına olan aşkından böyle bir şeyi yapabilir? (Okuyanlar biliyor.) Üstelik bir adamın böyle bir şeyi asla yapamayacağını özellikle kendinin asla böyle durumda olmayacağını Emily'e panayırda söylemişken, Draven aşkını kanıtlamak için adım atıyor.

Kitap hakkında elbette ki olumlu olduğu kadar olumsuz da birçok yorum var. Olumsuz yorumlarını okuduğum zaman neyini sevmediler acaba diyerek kitabı elime alıp bir kez daha okuyorum. Yani bir kez daha okurum. Baskısının olup olmadığı konusunda bir fikrim yok, kitapçılarda bulur musunuz ondan da emin değilim zira kitap Epsilon ✋ Demem o ki, bazı kitaplara okunmadan değer verilmiyor. Benim en çok sevdiğim kitaptır diye mükemmel olduğunu iddia edemem ama bana göre öyle. Benden size tavsiye ille de okuyun derim ama okuyup okumamak da size kalmış ✋


"İlgi çekici karakterler, rengârenk bir arka plan ve... romantik bir aşk hikâyesi... Gülecek, iç geçirecek ve büyük keyif alacaksınız." 
Romantic Times 

Bir Tutku Rüyasından Uyanış... 

Güzeller güzeli Leydi Emily'nin hayallerini heyecanlı bir aşk ve mutlu bir evlilik süslemektedir. Savaştaki bir İngiliz lordunun en küçük kızı olan Emily, babasının şatosuna gelen gizemli bir yabancıdan çok etkilenir. Bu nefes kesici adamın Emily'nin hasretini çektiği beyaz atlı prens olma ihtimali var mıdır? Ravenswood Kontu Draven de Montague gerçekten de Emily için gelmiştir... ama bunun aşkla hiçbir ilgisi yoktur. 

Düşmanın Şefkatli Kollarında... 

Birbiriyle kavgalı olan iki soylu ailenin arasında barışı sağlamak adına kral, düşmanının kızını bir seneliğine alıkoymasını emretmiş olmasa, Draven'ın en büyük rakibinin evine adım atması söz konusu bile değildir. Ama kralın sözü kanundur ve Draven gidip düşmanının kızını teslim alır. Ancak en kötüsü, bu kızın, Draven'ın hiç kimsenin kendisini baştan çıkararak kalbine girmesine izin vermeyeceğine dair ettiği yemini bozmasına yol açabilecek kadar güzel bir varlık olmasıdır. Emily tutkusunun ateşiyle bu mağrur savaşçının savunmasını yakıp kül edebileceğinin farkındadır. Ancak Draven'ın tatlı dudakları ile cesur, tutkulu dokunuşlarının teslimiyeti, her ikisini de kavurup yok edecek kadar sıcak bir ateş yakarsa ne yapacaklardır? 

"Tutku ve görkemin, şefkat ve mizah duygusunun mükemmel karışımı. Her sayfası ayrı bir keyifti! Kinley MacGregor artık 'mutlaka okunacaklar' listemin en tepesinde duruyor." 
Teresa Medeiros
(Tanıtım Bülteninden)

   









Brotherhood of the Sword/MacAllister Series
Master of Desire (Brotherhood of the Sword #1) - Arzunun Efendisi
Claiming the Highlander (Brotherhood of the Sword #2/MacAllister, #1) - Cazibenin Efendisi
Sin (Brotherhood of the Sword #3/MacAllister, #2)
Taming the Scotsman (Brotherhood of the Sword #4/MacAllister, #3)
A Dark Champion (Brotherhood of the Sword #5)
Return of the Warrior (Brotherhood of the Sword #6)
The Warrior (Brotherhood of the Sword #7/MacAllister Series, #4) 




0 comments:

Yorum Gönder