Papatya Falı - Rachel Gibson || Kitap Yorumu


Kitap Adı: Papatya Falı
Özgün Adı: Daisy's Back in Town
Seri Sıralaması: Lovett, Texas #1
Yazar: Rachel Gibson 
Yayınevi: Nemesis Kitap
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 336
Kitaba Puanım: 4/5
Daisy, yüksek topuklu ayakkabılarının bir daha Lovett kasabasının tozuna bulanmayacağına dair kendine söz vermişti. Ama hayat işte… Geri dönmek zorunda kalacağını kim bilebilirdi ki…

Üstelik her şey bıraktığı gibi duruyordu. Kız kardeşi hâlâ biraz çılgındı. Annesi bahçesini pembe plastik flamingolarla dekore etmeye devam ediyordu. Yıllar önce buruk bir hikâye olarak ardında bıraktığı Jackson ise hâlâ eski günlerdeki gibi çekiciydi. Daisy'nin, ona mutlaka anlatması gereken bir şey vardı; bir sır… Yıllarca sakladığı ve artık sonuna geldiği için mutlaka açıklamak istediği bir sır. 

Jackson ise durmadan karşısına çıkan Daisy'nin onu takip ettiğini düşünmeye başlamıştı. Ondan uzak durmaya kararlıydı. Aynı hatayı tekrar yapmayacaktı; yapmayacaktı; yapmazdı, değil mi?! 
(Tanıtım Bülteninden)

Rachel Gibson klasiğidir bana göre, geçmişte yaşadığı yeri terk edip ileride geri dönüş olması. Bu kitapta da vardı. Daisy'nin gidişi de dönüşü kadar olaylı olmuştu. Jack, unutamadığı aşkının kasabaya döndüğünü duyduğu zaman -ki karşısına çıkan hemen hemen herkes Daisy'nin geldiğini söylüyorsu- içinde, en derine gömdüğü öfkesiyle  bir kez daha yüzleşmek zorunda. Daisy -inadına yapar gibi- gittiği her yerde karşısına çıkıyor ve ısrarla konuşmaları gereken önemli bir konunun olduğunu söyleyip dururken, Jack, Daisy'e karşı sadece öfkeli olmadığını fark eder. Israrla dile getirdiği gibi sadece Daisy'i hala arzuladığına inandırır kendini. (Yersen)
Daisy, yıllar önce Jack'i geride bırakma pahasına giderken beraberinde büyük bir sırla ortadan kaybolmuştur. Üstelik Jack'in yakın arkadaşı Steven ile beraber ayrıldığı kasabaya geri dönüşünde hiçbir şeyin kolay olmayacağının da bilincindedir. Üstelik Jack'e, hayatlarını değiştirecek önemli bir gerçekten, Nathan'dan, söz ettiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Tabi hesaba katmasığı şeyler vardır; bittiğini sandığı duyguların yeniden daha güçlü şekilde alev alması...
Karakterlerin her ne yaşamış olursa olsun, birbirlerine ne şekilde kelek atmış olurlarsa olsunlar çok çabuk şekilde affedip kaldıkları yerden devam etmelerine Rachel'in kitaplarında aşina olduğumuz bir durum ama Jack beni bile şaşırttı. Çok fazla detaya girip kitap hakkında önemli denecek yerleri size anlatmak istemem ama okuyunca ne demek istediğimi anlarsınız.
Hikâyeyi sevdim. Zaten Rachel Gibson yazar da sevilmez mı? Kasaba kurguları en sevdiklerimdendir ve karakterler arasında o kaçma kovalamaca kitabın ritmi hiç düşmedi. Daha canlı ve merak ettirerek okuttu okuyana. Birkaç yazım yanlışı gözüme çarpmış olsa da nazar boncuğu diyerek kendimi rahatlatmayı seçiyorum. Kitap güzeldi, birkaç günde bitirebileceğiniz bir kitap ve, okumaktan keyif alacağınız bir kurgu.
Okumanızı isterim, sonuçta Rachel Gibson ❤❤ benim hatun :-)


0 comments:

Yorum Gönder